Helikopter inanılmayacak kadar çevik, becerikli bir makinedir. Dümdüz yukarıya ya da aşağıya uçabildiği gibi, ileri, geri, yanlara doğru da hareket edebilir. Bir sinek gibi, istediği yöne gidebilir. Bundan dolayı sıradan uçaklar gibi, havalanmak ya da yere inmek için uzun, önceden hazırlanmış bir piste gereksinmesi yoktur. Kentin göbeğindeki düz bir damdan da, ormandaki küçük bir açıklıktan da aynı kolaylıkla havalanabilir. Ne var ki helikopter uçak kadar hızlı uçamaz. En çok saatte 320 Km. hız yapabilirler.
Helikoptere tepesindeki uzun, döner kanatlardan, ya da “rotor”dan (döneç) ötürü çok kez “uçan değirmen” de denir. Bu ana döneç hem pervane, hem kanat işi görür. Yani hem helikopterin yerden kalkması için gerekli kalkış kuvvetini, hem de yol alabilmesi için gerekli itişi sağlar. Döneç kanatları uçak kanatlanna benzer; bunları da motor çalıştırır.
Ana döneç dönmeye başlayınca, helikopterin gövdesi tepkime dolayısıyla, ters yöne dönme eğilimi gösterir. Bu etkiyi gidermek için, helikopterin kuyruğuna yandan küçük bir döneç takılmıştır. Normal uçuşlarda bu kuyruk dönecinin doğurduğu itiş, helikopterin tersine dönme eğilimini tam tamına dengede tutar. Dolayısıyla helikopterin gövdesi dengede kalır.
Ana döneç de, kuyruk döneci de işlemeleri için gerekli enerjiyi helikopterin motorundaki bir vites kutusundan alır. Helikopterin havada dengede durabilmesini sağlayan bir başka yöntem daha vardır. Bu yöntemde iki ana döneçten yararlanılır. Ana döneç-ler birbirine ters yönde döner. Böylece, birinin helikopterin gövdesini tersine döndürme eğilimini öteki gidermiş olur.
Helikopterin istenen yöne doğru hareketi —ileri, geri, yanlara, yukarıya ya da aşağıya— döneç kanatlarının havayla yaptığı açıyı değiştirmekle sağlanır. Dümdüz yukarıya doğru yükselmek isteniyorsa, bütün döneç kanatlan aynı keskin açıya ayarlanır. Bu durumdayken döneç kanatlarının kaldırma kuvveti en büyüktür. Alçalmak’isteniyorsa da kanatların açısı küçültülür; öyle ki kaldırma kuvveti helikopterin ağırlığını karşılamıyacak kadar azalır. Pilot helikopterin yukarı-aşağı hareketini sağlamak için, bir kolu oynatır. Bu kol aynı zamanda motorun kısma valfına bağlıdır. Öyle ki açı büyüdükçe, daha çok enerji uygulanmış olur. Böylece açı keskinleştikçe büyüyen hava direnci giderilir. Bunun gibi, iniş sırasında açı kü-çülünce de motorun enerjisi kısılır. Çünkü hava direnci daha azdır.
İleri doğru uçmak için, döneç kanatlan bir yandan dönerken, bir yandan da açıları değiştirilir. İleri uçuşta, öndeki açı sonuna kadar küçültülür. Kanat geri doğru hareket ederken de açı yavaş yavaş büyür. Böylece havanın geriye doğru atılması sağlanır. Bu da, helikopterin ileri doğru itilmesine yol açar. Yatay hareketlerde de aynı şey olur: açı, gidilmek istenen yönde sonuna kadar küçültülür. Yatay uçuşlarda dönecin açısını başka bir kol denetler. Helikopterin dönüş hareketleri kuyruk döneciyle denetlenir. Dönecin açısı büyütülünce kuyruk bir yana, açı küçültülünce de öbür yana döner. Bu işlem ayak pedallarıyla denetlenir.
Kanatlar dönecin merkezi yakınına takılmıştır. Bu, helikoptere kararlılık kazandırır. Eski helikopterlerde döneçler sabitti. Bu yüzden sık sık helikopter kazaları olurdu.
Helikopterin öncüsü “otojir”dir. Otojiri 1923’te Juan de la Cierva İspanya’da icat etmiştir. Bu makinede normal bir ön pervane vardı. Ama makine kalkış gücünü serbestçe dönen bir döneçten almaktaydı.